Ünlü Kürt tarihçi ve devlet adamı Bitlis Emiri Şerafettin Han 1517 yılında yazdığı ŞEREFNEME adlı eserinde Urfa Eyaletinden bahsederken burada 13 aşiret olduğunu söyler.
Fırat nehrinin batısındaki aşiretler ve yaşadıkları yerleri tanıtırken Heseni(Hasenan) aşiretinden bahseder. Bu aşiretlerin yaşadıkları yerler hakkında bilgi verdikten sonra şu ifadeleri kullanır:
Bütün bu kabileler yerleşik bir hayat sürerler ve tarımla uğraşırlar. Aralarında çoğu müslümandır[1].
Bu yüzden HASENANLARIN anayurdu tam olarak belli değildir. Ancak Hasenan Aşireti mensuplarının bir kısmı 1800'lü yıllardan sonra Osmanlı - Rus savaşlarından ve ekonomik sebeplerden dolayı Diyarbakır ovası Siverek Ovası, Kızıltepe-Mardin Ovası ve Ceylanpınar'a yakın Suriye topraklarına giderek buralarda yerleşmişlerdir.
1925 yılında Şeyh Sait isyanına katılan aşiretin ileri gelenlerinin bir kısmı İrana geçer. bir kısmı 1934 yılına kadar ülkenin değişik yerlerine sürgün hayatı yaşar. 1927-1930 yıllarında süren ağrı ayaklanmalarına Hasenanların bir kısmı katılır. Katılan aşiret ileri gelenleri arasında Ferzende Bey, Fethullah beyin oğlu Sévdin bey, Seyithané Usıbé Seydo, Fesih bey gibi tanınmış şahsiyetler yer alır. Fesihe Mihe Mirze mahkumluk dönemlerinde Muş'tan Diyarbakır Bismile yerleşmiş olan tanınmış şahsiyetlerden olan Said qeya'yi Heseni Lakaplı M.Said Arslan'ın yanında uzun dönem kalmaya başlar.
Bugün aşiret üyelerinin büyük kısmı Malazgirt, Bulanık, Varto, Ahlât, Muş, Muradiye, Kızıltepe, Mardin,Diyarbakır,Siverek çevresinde yaşamaktadır. Sadece Muş ili sınırları içinde sayıları 30 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.